İstanbul’da 2 bin yıllık su geleneği tehlikede

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İklim Değişikliği ve Su Yönetimi Sempozyumu düzenledi. Baltalimanı’nda yapılan sempozyumda suyun İstanbul için önemi paylaşılırken, su politikalarıyla birlikte Kanal İstanbul tartışıldı

İBB’nin düzenlediği İklim Değişikliği ve Su Yönetimi Sempozyumu’na İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB yöneticileri, CHP İstanbul Milletvekili Gökhan Zeybek, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç katıldı. İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, su konusunda İstanbul’un son durumunu katılımcılarla paylaştı. Sempozyumda verilen bilgiler şöyle:

İSTANBUL, TÜM DEĞERİNİ SUDAN ALIYOR

Dünyada kaderi su ile şekillenmiş iki kent var: Roma ve İstanbul. Üç tarafı sularla çevrili olan, Boğazı ve Haliç’i ile içinden deniz geçen tek kent olan İstanbul, tüm değerini sudan alıyor. İstanbul, 2 bin yıllık dev bir su kültürüne sahip. Gücünü sudan almasına ve üç tarafı sularla çevrili olmasına rağmen İstanbul, tatlı su kaynaklarına uzak bir konumda.

İstanbul’da yıllardır en büyük dertlerden biri şehre su getirmek. Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu şehre su getirebilmek için dev bütçelerle altı farklı suyolu inşa ederek tarihi yarımadaya su ulaştırdı. Suyu ulaştırmak için dev kemerler, bentler ve çeşmeler inşa edildi.

En önemlilerinden biri 36 metre yüksekliğinde, 258 metre uzunluğundaki Mağlova Kemeri. Onun bir parçası olan Kırkçeşme suyolu da 455 yıldır çalışmaya devam ediyor. Bozdoğan Kemeri, Sultan Mahmud Bendi, Topuzlu Bendi, Kirazlı Bendi, Ömerli Barajı, Elmalı Barajı yüzyıllardır İstanbul’a su sağlayan tarihi yapılardan birkaçı.

NÜFUS, SU İHTİYACINI ZORLUYOR

İstanbul’un nüfusu her geçen yıl artış gösteriyor. Bu durum da suyun yetersiz kalmasına neden oldu ve yeni kaynakların bulunmasını zorunlu kıldı. İstanbul’un nüfusu günümüzde 16 milyonu aştı. Kent, nüfus olarak Avrupa’nın 23 ülkesinden, dünyanın 118 ülkesinden daha fazla nüfusa sahip. 90’lı yıllarda İstanbul’a günde sadece 800 bin metreküp su verilirken bugün bu sayı 2 milyon 800 bin metreküpü aştı.

İstanbul’a kesintisiz kaliteli su ulaştırmak ve kullanılan suları arıtmak İSKİ’nin görevi. Bugün 13 farklı kaynaktan temin edilen su, 21 arıtma tesisinde arıtılıyor. Kaynakların yıllık verimi 1 milyar 620 milyon metreküp civarında. Atık suları ise 17 bin 500 kilometrelik bir altyapı sayesinde toplanıyor ve 88 arıtma tesisinde arıtılarak uzaklaştırılıyor. İçme suyu ve atık su şebekesinin toplam uzunluğu ise yaklaşık 40 bin kilometre.

ELEKTRİĞİN YÜZDE 3,5’UNU İSKİ KULLANIYOR

İSKİ 2020 yılı bütçesi 7 milyar 776 milyon TL olarak onaylandı. Onaylanan bütçenin yüzde 45’i ise yatırımlara ayrıldı. İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, yaptığı konuşmada yapılan zamlardan su fiyatlarının zorunlu olarak etkileneceğini şöyle aktardı: “İSKİ’nin toplam giderleri arasında yer alan enerji giderinin oranı yüzde 8 iken son zamlarla bu oran yüzde 14,5’e çıktı. Yıllık elektrik masrafı 1 milyar TL civarında. İstanbul’da üretilen elektriğin yüzde 3,5’unu da İSKİ kullanıyor.”

“BUNLAR PARAYLA ALINACAK ŞEYLER DEĞİL”

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da İklim Değişikliği ve Su Yönetimi Sempozyumu’na katılarak konuşma yaptı. Kanal İstanbul konusundaki tavırlarının siyasi değil, hayati oluğunu vurgulayan İmamoğlu, “Konu, denizlerinizin canlılığı ve tatlı su kaynaklarınızın varlığı olduğunda, kaybettiklerinizi hiçbir şekilde geri getiremezsiniz. Bunlar parayla geri alınabilecek, satın alınabilecek ve yerine yenisi konulabilecek şeyler değildir. Parayla çözülebilseydi, dünyadaki çöller yemyeşil olurdu. Tabiatın düzenini günlük çıkarlar uğruna bozarsanız, bunun bedelini hepimiz kuşaklar boyunca ödemek zorunda kalırız. Tatlı su kaynaklarını kaybeden, denizindeki yaşama kendi eliyle son veren bir İstanbul, intihar ediyor demektir. Bu intiharı önleyecek olan, bu şehrin 16 milyon sahibinin aklı, sağduyusu ve vicdanıdır” dedi.

“SU OLMAZSA HAYAT OLMAZ”

“Örneğin, Kanal İstanbul projesinin en az konuşulan yönlerinden birisi, tam da bu anlamda, ne yazık ki bu tamamıyla absürt projenin denizlere ve tatlı su kaynaklarına etkisidir” diyen İmamoğlu, “Kanal İstanbul’un, Marmara Denizi’ne ve bu şehrin tatlı su kaynaklarına muhtemel etkilerini sorun, soruşturun, öğrenin, bilim insanlarını dinleyin. Ne beni ne başka siyasileri dinlemeyin; bilim insanlarını dinleyin. Çünkü su olmazsa hayat olmaz. Su olmazsa üretim olmaz. Tarım sanayi olmaz. Su olmazsa çocuklarımızın geleceği kalmaz.” dedi.

İmamoğlu, depremle suyun ilişkisine de değinerek “Pek çok çalışma, büyüklüğü 7’yi aşan depremlerde, İstanbul’un özellikle Avrupa yakasındaki ilçelerinde su ve kanalizasyon şebekelerine ciddi hasarlar verebileceği konusunda öngörüler var.” ifadeleriyle sorunun büyüklüğüne dikkat çekti

SU NEDEN ÖNEMLİ?

OECD verilerine göre 1 litre meyve-sebze konsantresi için 35 litre, 1 kilo kumaş üretmek için 200 litre, 1 otomobil lastiği üretmek için 2 bin litre, 1 ton çelik üretmek için 240 bin litre, 1 kilo plastik üretmek için 200 litre,1 kilo pamuk üretmek için 845 litre suya ihtiyaç duyuluyor. Yani su, toplumsal yaşamın değişmez ve en önemli değeri.

Bir yanıt yazın